Başıboş Kedi-Köpek Severler, Medya ve Kamu Yönetimi

Özet

Evrensel hukuk liginde üst sıralarda yer alan hiç bir ülkede, evcil hayvanların sahipsiz bir biçimde sokakta yaşamasına izin verilmemektedir. Çünkü evcil hayvanlar, 7/24 korunaklı güvenli bir ortamda insanların gözetim ve denetimine ihtiyaç duyarlar. Bu bağlamda, ülkemizde başıboş kedi-köpeklere yaklaşımın; hayvanların biyolojisi, ekosistem, hayvan sağlığı ve refahı, trafikteki araçlarla, kamu güvenliği ve zararı, çevre ve halk sağlığı, başkasının hak ve hürriyeti ile bir sebep-sonuç ilişkisi yoktur. Türkiye’de yaşanan sokak hayvanları sorunun temelinde de medyanın kendilerine “hayvan sever” diyen insanları, tıklanma-izlenme uğruna tek taraflı olarak görünür kılmasıyla (doğru bilgilendirmemek) kamuoyunun yanlış yönlendirilmesidir. Sadece avda, yolda, izde, ambarda, kapının önünde koruyucumuz olarak değil, aynı zamanda mağara, oba ve köylerde ortaya çıkan organik atıkları binlerce yıl boyunca silip süpüren geçmişimizin can yoldaşlarına, kentleşme/sanayileşme ile birlikte uyum sağlamayı beceremediğimiz görülmektedir. Evcil kedi-köpeklerin yaşam alanlarının artık sokaklar değil, arkadaşlık payesi ile evlerimiz olduğu noktasında bir türlü uzlaşamıyoruz.

Kamu sorumluluk sahalarındaki kamu görevlileri ile kendilerine “hayvan sever” diyenlerin mahallesinde-bölgesinde zaman zaman veya düzenli olarak bakıp-beslediği hayvanların yaşadığı eziyetlerden, çoğalmasından ve bu hayvanların çevreye saldığı korkulardan, endişelerden, verdiği zararlardan veya sebep olduğu trafik kazalarından fail olarak sorumlu tutulmaması, temelde devlet yönetimindeki yetersizliği göstermektedir.


Hakkında

Giriş

Etinden yararlanılmayan evcil hayvanların, tarih boyunca sahipsiz kalmasına bağlı oluşan sorunların, muhtemelen 10.000 yıldan fazla tarihi vardır. Birçok coğrafyada çeşitli nedenlerle etinden yararlanılmayan veya güçten düşmüş hayvanlar sahiplerince sokağa veya yabana bırakılmakta, bazen de kedi-köpekler sahiplerini terk edebilmekte. Sahipleri tarafından terk edilen veya ayrılan hayvanlar zamanla bulundukları ortamda kontrolsüz bir biçimde üreyerek, yaşadıkları alanları etkileyebilmektedir.

Yaptığım çalışma, Türkiye’nin yaklaşık 200 yıldan beri sokaklarda kontrol altına almaya çalışır gibi yaptığı, haliyle de bir türlü kontrol altına alamadığı başıboş kedi-köpeklere genel yaklaşımını ve buna bağlı oluşan sorunları ele almaktadır. Konuları; kentleşme ve kedi-köpek sahipliliği, evcil hayvan, medya ve kamu sorumluluğu, ötenazi, yasal çerçeve, Hayvanları Koruma Kanunu ile Türk Ceza Kanununda yapılması gereken değişiklikler ve de bir sosyal medya vakası başlıkları altında anlatmaya çalıştım. Sanayi Devri öncesi evcil kedi-köpek yaklaşımlarının, günümüz Türkiye’sinde mama takviyesiyle sürdürülmesini, ancak akıl tutulmasıyla açıklayabildim.

Köpek (Canis lupus familiaris); köpekgiller (Canidae) familyasına ait, farklı tip ve ağırlıkta 400’den fazla ırkı olan, etçil bir memelidir. Bozkurt’un (C. lupus) alt türlerinden biri olan köpek, yaklaşık 11 bin yıl önce evcileştirildiği tahmin edilmektedir.

Üreme; köpeklerin cinsel olgunluğa ulaşması 6-12 ay. Dişiler yılda yaklaşık iki kez kızgınlık dönemine girer, erkekler ise yıl boyunca çiftleşebilir. Gebelik süresi 2 ay olup, bir batında ortalama 6-7 yavru doğurur. Beklenen yaşam süresi 12,8 yıldır.

Davranış; köpekler sosyal canlılar olup, türüyle ve insanla yaşamayı sever. Yalnızlıktan hoşlanmayan ve atası kurt gibi hakimiyet bölgesi iddiasına sahip yırtıcı bir sürü/grup hayvanıdır. Kamuya açık yerlerde kontrolsüz/tasmasız dolaştırılması risklidir.

Evcil kedi (Felis catus); insanlarla korunaklı güvenli bir ortamda yaşamayı seven, köpeğe benzer üreme gücü ve yaşam süresine sahip etobur bir memelidir.

Başıboş/sokak/sahipsiz kedi-köpek; korunaklı güvenli yeri olmayan ve herhangi bir sahip veya koruyucunun 7/24 kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan evcil kedi-köpeği ifade eder.