KÜÇÜKBAŞ HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ
Go Back

KÜÇÜKBAŞ HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

Önsöz Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği, yüksek oranda yabana dayalı olduğu için çevre boyutları yüksek olan bir iş koludur. Çayır-meralardan yararlanma esaslarına uyulduğunda çok düşük maliyetlerle kaliteli kırmızı et ve süt elde edilebilindiği gibi çayır-mera ekosisteminin sağlıklı işleyişine katkı da sağlanılmış olunur. Ancak Türkiye'de sürdürülebilir rasyonel bir arazi kullanım planlaması ve kullanımından veya çağdaş bir hayvan yetiştiriciliğinden bahsetmek çok zordur. Anadolu coğrafyasının iklimi, ortalama eğimi ve yükseltisi kontrollü otlatma yapılması halinde küçükbaş hayvan yetiştiriciliği için uygun olduğu söylenebilinir. Ancak gelinen noktada, hızlı nüfus artışı ile birlikte çayır-meralar bilinçsizce yüksek oranda tahrip edildiği için, çoktan uygun olmaktan çıkmıştır. Birçok bölgede hayvanları kırlarda doyurmak, neredeyse 12 ayın 1-2'sinde ancak mümkün olabilmektedir. Türkiye'nin hemen hemen her noktasına gittim, gitmediğim yerleri ise uzun uzun görsel yayınlardan izledim. Gelişmiş ülkelerin uygulamalarıyla karşılaştırdığımda, tarım ve hayvancılık anlayışımızın, Sanayi Devrimi öncesinden kalma çağdışı yağmacı bir anlayış olduğunu, kolaylıkla söyleyebilirim. Bu yağmacı anlayıştan muzdarip; çayır-meralar, erozyona uğramış topraklar, kuruyan göl ve akarsular, düşen yer altı su seviyeleri, obruklar en az kırk yıldır alarm veriyor. Ömrüm, bu coğrafyada kamu yönetim otoritesinin alarm zillerini duyup da rasyonel bir anlayışla tarım ve hayvancılığı yönlendirebileceğini görmeye yetmeyecektir. Buna adım gibi eminim. Bu çalışmamı, sürüsüyle bir başına gece gündüz kırları adım adım soluyan çoban çocuklara ve elbirliğiyle yok ettiğimiz binbir çiçekli çayır-meraların ruhuna adıyorum. 15.12.2023 veteriner hekim şahhüseyin mulaoğlu


Comments

Leave a Comment

No comments have been found for this work yet.