BAŞKENT ANKARA’YA ÇEPERİNDEN BAKMAK
Önsöz Başkent Ankara’nın şehir merkezinden yaklaşık 27 yıl boyunca çevreye baktım. İşim, Tarım Bakanlığı merkez teşkilatında bana sevk edilen evraklar üzerinden Türkiye hayvancılığındaki kimi sorunları görmekti. Gördüğüm, anladığım, yapabildiğim kadarda, evrak üzerinden çözümler geliştirmekti. 2019 yılında emekliliğe ayrılınca bu kez çalıştığım başkentin çevreden bakınca nasıl göründüğünü merak ettim. Bir nevi sembolikte olsa yıllar sonra empati yapma arayışı da denilebilir. Kamu yönetişiminin karne notunu görmek için çok da uzaklara gitmeye gerek olmadığını, İzmir-Çeşme'den Ağrı-Doğubayazıt'a, ABD-Washington'dan Litvanya-Vilnius'a kadar yıllarca yaptığım saha/kırları gözleme çalışmalarıyla tespit etmiştim. Ankara şehrini ve çevresini bir emlakçı veya rantçı gözüyle değil, ağaçlandırma sahalarında 25 yıldan beri çalışan bir çevre gözlemcisi olarak toprak, su, bitki (çalı, ağaç dahil) ve hayvan (insan dahil) etkileşimi üzerinden değerlendirmeye tabi tutum. Yaptığım bu çalışmanın tahrip edilmiş çayır-meralara, sulara, topraklara, yosunlara, mantarlara, mikroorganizmalara, bitkilere, hayvanlara bir yararının olup olmayacağını bilmiyorum. Ancak tahrip edilen, yağmalanan yaşamların sesi olmak için alnımı temizleyecek kadar ter döktüğümü söyleyebilirim. Umudum, kendi ellerimizle kuruttuğumuz kırların, yaşam için mutlaka geri getirilmesi gerektiği anlayışının, burnumuzdan fitil fitil gelmeden, kafalara dank etmesidir. Gelecek neslin hakları adına yaptığım bu çalışmayı, sahada bana daima göz kulak olan Sırdaşıma ve çoban çocuklara adıyorum. Mayıs 2021 veteriner hekim şahhüseyin mulaoğlu
Yorumlar
Yorum Bırakın
Bu eser için henüz yorum bulunmamaktadır.